GDO’suz ürünleri etiketlemek, seçici davranmak isteyen tüketicileri korumak adına isabetli bir davranış şeklidir. Ancak günümüzde insanların bu konudaki endişelerini gidermek için sadece gönüllü programlar uygulanmaktadır ve GDO içermeyen gıda maddeleri, GDO içermez, GMO FREE, NON GMO ya da GDO’suz şeklinde etiketlenmektedir. Bu tür bir uygulamanın zorunlu olması konusunda özellikle Avrupa Birliği ülkeleri ısrarcıdır ve yakın bir tarihte bu tür etiketleme programları zorunlu hale gelecektir.

Bugün için GDO’lardan kaçınmak ve GDO’suz kaynaklara ulaşmak için öncelikle az sayıdaki bu etiketleme programlarının takip edilmesi gerekmektedir. Sonrasında tamamen organik ürün olarak etiketlenmiş gıdalar tercih edilmelidir. Çünkü bu gıdalar, yüzde 100 GDO içermediği yasal olarak garanti edilen gıdalardır. Ve GDO’suz işlenmiş ve paketlenmiş gıdalardan uzak durmak en doğrusudur.

Bugüne kadar genelde NON GMO belgesi alınan ürünler, GDO dünyasının dört büyükleri olarak kabul edilen mısır, soya yağı, pamuk tohumu ve kanola yağı içeren ürünlerdir. Bu dört temel üründen elde edilen bileşenler ise sayılamayacak kadar fazladır. Diğer taraftan GDO içermez etiket programları henüz zorunlu olmadığı için ve gönüllülük esasına dayandığı için, raflarda çok sık karşılaşılan bir etiket değildir. Esasen üretici firmalar da bugün satışların etkilenmemesi adına bu etiketleme programlarına sıcak bakmamaktadır. Bu nedenle az sayıdaki firma tarafından ilgi gösterilen bu etiketler en fazla bu dört bitki türüne odaklanmaktadır.

İnsanlar sağlıklarına, daha bilinçli olarak önem vermektedir. Kuruluşumuz bu düşüncede olan insanların yanında olmak ve onların ihtiyaç duyacağı gıda maddelerini seçmelerine yardımcı olmak amacı ile sorumluluk duygusu ile hareket etmekte ve üretici firmaların bu yöndeki çabalarını kanıtlamalarına destek olmaya çalışmaktadır. Bu çerçevede üretici firmalara NON GMO belgelendirme hizmetleri sunulmaktadır.