Açlık, içinde yaşadığımız yüzyılın en büyük küresel sorunlarından biridir. Son yıllardaki bazı gelişmelere rağmen, küresel açlık yükseliştedir. 2016 rakamlarına göre dünyada 800 milyondan fazla insan yetersiz beslenme ile karşı karşıyadır. Bunların 150 milyonu beş yaşın altındaki çocuklardır.

Her yıl bu çocukların yaklaşık üç milyonu yaşamını kaybetmektedir. Bu ölümleri önlemek ve insanları açlıktan kurtarmak, sorumlu herkes için bir vicdan borcudur. Önerilen çözümler arasında genetiği değiştirilmiş ürünler de bulunmaktadır. Bunun gerçekten uygulanabilir bir çözüm olduğu düşünülmektedir.

Genetiği değiştirilmiş ürünler, bazı yararlı özellikler kazandırmak amacı ile DNA yapısını değiştirmek için, genetik mühendisliği teknikleri kullanılarak tasarlanmış bitkilerdir. Genetik mühendisliği çalışmaları ile ürün verimi arttırabilir ve bitkinin daha fazla üretilmesi sağlanabilir.

Bilim adamları ayrıca böcekler veya otlar gibi zararlılara dayanıklı bitkiler tasarlayarak yerel çiftçilerin bazı güçlüklerle başa çıkmalarına yardımcı olmaktadır. Hatta ürünlerin daha besleyici olacak şekilde tasarlanması ve sağlıklı yaşam için gerekli olan belli besinleri almakta zorlanan kişilere kritik vitaminler sağlanması da mümkündür.

Ancak yetersiz beslenmeden etkilenenlerin büyük bir kısmı, GDO’lu ürünlerin daha az kullanıldığı Afrika’daki küçük çiftçilerdir. GDO’lu ürünlere yönelik tutumlar, eğitim seviyeleri ve teknolojik bilgilere erişim ile yakında ilgilidir ve bu durum bu çiftçilerin GDO’lu ürünleri benimsemesine engel olmaktadır. Ayrıca genetiği değiştirilmiş gıdalara yönelik kamuoyu algısının yaratılması ve güvenlik endişelerinin kaldırılması da ayrı bir sorun olmaktadır.

İnsanlar sağlıklarına, daha bilinçli olarak önem vermektedir. Kuruluşumuz bu düşüncede olan insanların yanında olmak ve onların ihtiyaç duyacağı gıda maddelerini seçmelerine yardımcı olmak amacı ile sorumluluk duygusu ile hareket etmekte ve üretici firmaların bu yöndeki çabalarını kanıtlamalarına destek olmaya çalışmaktadır.