Geliştirmede Genetik Modifikasyon teknolojisinin sayısız potansiyel kullanımı vardır. Bunlar, üstün hastalık ve kuraklık direncine sahip bitkileri, gelişmiş büyüme özelliklerine sahip hayvanları ve daha verimli farmasötik üretim stratejilerini içerir. 

Aynı şekilde, GE teknolojisinin kendisi de hızla ilerliyor. Son zamanlarda araştırmacılar, genetik düzenlemeyi basitleştirmek için bakteri sistemlerinden yararlanan ve GE organizmalarının daha kolay geliştirilmesine olanak tanıyan CRISPR adlı yeni bir teknoloji geliştirdiler. 

Bu teknoloji, faydalı GD mahsullerin gelişimini hızlandırmak, hastalıkların ortadan kaldırılmasını kolaylaştırmak ve hatta tüm ekosistemleri değiştirmek için kullanılabilir. İlginç bir şekilde, bitki yetiştirme tekniklerindeki son gelişmeler, daha geleneksel GDO seçici yetiştirme yönteminin faydasını artırabilir ve popülaritesini geri getirebilir.

Birleşmiş Milletler, 2050 yılına kadar, küresel nüfusu yeterince beslemek için insanların şu anda ürettiğimizden %70 daha fazla gıda üretmesi gerekeceğini tahmin ediyor. Gerçekten de, bu sorunu çözmek için yenilikçi yaklaşımlar gerekecek ve gıdamızın genetik mühendisliğini yapmak potansiyel olarak yararlı bir araçtır.

Bilim adamları daha iyi mahsul hayatta kalma, verim ve beslenme yaratmanın yollarını ararken, tüm bu çalışmaların nerede başladığını hatırlamamız ve ilerlemelerimizi mümkün kılan öncülere kredi vermemiz önemlidir. Ancak bu teknolojinin belli regülasyonlar çerçevesinde olması son derece önemlidir.

İnsanlar sağlıklarına, daha bilinçli olarak önem vermektedir. Kuruluşumuz bu düşüncede olan insanların yanında olmak ve onların ihtiyaç duyacağı gıda maddelerini seçmelerine yardımcı olmak amacı ile sorumluluk duygusu ile hareket etmekte ve üretici firmaların bu yöndeki çabalarını kanıtlamalarına destek olmaya çalışmaktadır. Bu çerçevede üretici firmalara NON GMO belgelendirme hizmetleri sunulmaktadır.