Genetiği değiştirilmiş gıdaların neden olduğu sağlık riskleri, toksinler, alerjenler veya genetik riskler ile ilgilidir. Genetiği değiştirilmiş organizmalar pazara girdikçe, GDO’lu ürünlerin yaratacağı risk de artmaktadır.

Bu riskler genel olarak şu kriterler dikkate alınarak değerlendirilmektedir: dikim yapılan alan büyüklüğü, ürünün ticari kullanılabilirliği, ürünün tedarik zincirindeki varlığı, ürünün şu anda ne şekilde kullanıldığı ve ürünün ileride kullanılma şekli (örneğin gıda olarak veya hayvan yemi olarak).

Örneğin, ABD’de yetiştirilen mısırın yüzde 90’dan fazlası genetik olarak değiştirilmiş mısırdır ve bu mısır piyasada yaygın olduğu için yüksek risk grubuna girmektedir. Diğer taraftan bir market rafında bulunan gıdalardaki mısır bazlı bileşenlerin, genetiği değiştirilmiş mısırdan gelme ihtimali çok yüksektir.

Gelişmiş laboratuvarlarda gerçekleştirilen testlerde, bir gıda maddesinin GMO FREE (GDO içermeyen) olduğunun tespit edilmesi için, ilgili standardın gerekliliklerini karşılamak amacı ile, yüksek riskli üründen yapılan bir ana girdi veya bileşen, hammaddeye kadar izlenmektedir. Örneğin soya fasulyesi yağının, ilgili sandardı karşıladığını doğrulamak için, ham soya, yağa dönüştürülmeden önce test edilmektedir. Hammaddelerin test edilmesi, genetik materyal, ürün işlenmemiş durumunda hala bozulmadan kaldığından, test sonuçlarının güvenilirliğini arttırmaktadır.

Genel olarak yüksek riskli ürünler şu şekilde sıralanabilir: kanola, yonca, soya, mısır, pamuk, papaya, şeker pancarı, kabak ve sarı yaz kabağı.

Bir taraftan da genetiği değiştirilmiş yeni ürünler pazara girmektedir. Bunların hepsini mevcut standartlara göre tespit etmek mümkün değildir. Testlere alınamayan ve belki de yüksek risk taşıyan yeni GDO’lar mutlaka olmaktadır. Böyle olduğu için GDO’ların GDO’suz tedarik zincirini kirletme potansiyeli yüksektir.

Bugün için test edilemeyen yüksek riskli ürünler şunlardır: Patates, elma, patlıcan, ananas, kanola ve soya. Aslında üretmek için kullanılan genetik mühendisliği yöntemlerine bağlı olarak kanola ve soya gibi iki önemli yüksek riskli ürün hem test edilebilir hem de test edilemez özelliktedir.

Bunlar dışında hayvan yemlerinde GDO’ların yaygınlığı nedeniyle et, yumurta, süt ve bal gibi hayvansal türevler de yüksek riskli girdiler ve bileşenler olarak kabul edilmektedir.

Kuruluşumuz sağlıklarına bilinçli olarak önem veren insanların yanında olmak ve onların ihtiyaç duyacağı gıda maddelerini seçmelerine yardımcı olmak amacı ile sorumluluk duygusu ile hareket etmekte ve üretici firmaların bu yöndeki çabalarını kanıtlamalarına destek olmaya çalışmaktadır.