GDO’lu Ürünler, Gıda Güvenliği, Sürdürülebilirlik ve İklim Değişikliği Çözümlerine Katkıda Bulunuyor

GDO’lu üretim çalışmaları ile en aza indirilmiş ürün kayıpları yaşanmakta ve daha yüksek verim elde edilmektedir. Genetiği değiştirilmiş ürünler sayesinde üretici firmalar, üretim için daha fazla toprağa gereksinim duymadan, mısır, soya fasulyesi, pamuk ve kanola gibi ürünler yetiştirmişlerdir.

GDO’lu Ürünler, Gıda Güvenliği, Sürdürülebilirlik ve İklim Değişikliği Çözümlerine Katkıda Bulunuyor

GDO’lu üretim, çevreye ve insan ve hayvan sağlığına çok büyük faydalar sağlamakta ve çiftçilerin ve toplumun sosyo ekonomik koşullarının iyileştirilmesine katkı sağlamaktadır.

GDO’lu ürünlerin, gıda güvenliği, sürdürülebilirlik ve iklim değişikliği çözümlerine sağladığı katkılar şu şekilde açıklanmaktadır:

  • Ürün verimliliği 20 yıllık süreçte yılda 900 milyon ton civarında artmıştır. Sadece 2018 yılında bu artış 100 milyon tona yakındır.
  • Sadece 2018 yılında 60 milyon dönüm ekili alan tasarrufu sağlanmıştır ve biyoçeşitlilik korunmuştur.
  • Son 20 yılda GDO’lu üretim sayesinde pestisit uygulamaları yüzde 9’a yakın azalmış ve ürün verimi yüzde 22 artmıştır. Diğer yandan çevresel etki katsayısı yüzde 19 azalmıştır. Bu iki sonuç daha iyi bir çevre sağlamaktadır.
  • 2018 yılında karbondioksit emisyonları büyük oranda düşürmüştür (bir yıl bounca 15,3 milyon arabanın trafikten çekilmesine eşdeğer miktarda).
  • Aynı zamanda genelde düşük gelirli 20 milyona yakın küçük çiftçinin ve toplamda 65 milyondan fazla kişiden oluşan ailelerinin ekonomik durumu canlanmıştır.

Bu bakımdan GDO’lu ürünler, dünya genelinde birçok bilim adamının tercih ettiği bir sürdürülebilirlik stratejisine katkıda bulunmaktadır. Bu aynı zamanda üretkenliğin artırılmasına ve ormanların ve biyolojik çeşitliliğin korunmasına imkan tanımaktadır.