NON GMO Label
Belgelendirme
İletişim
- Mahmutbey Mahallesi
- Dilmenler Cd, No: 2
- Bağcılar, 34218
- İstanbul, Türkiye
- +90 212 702 40 00
- [email protected]
Her Hakkı Saklıdır. © 2021 NON-GMO Gıda Kontrol ve Sertifikasyon Konseyi
Genetiği değiştirilmiş ürünlere, ürün kayıplarını en aza indirmek ve verimi optimize etmek amacı ile büyük ümit bağlanmış durumdadır. Dünyanın potansiyel tarımsal üretiminin yüzde 26-40 arası, yabani otlar, böcekler, hastalıklar ve diğer zararlılar yüzünden her yıl kaybedilmektedir. Bu büyük bir ürün kaybıdır. Diğer yandan dünyanın nüfusu giderek artmaktadır ve beslenme problemleri hergün daha da büyümektedir. Böceklere ve hastalıklara dirençli ve herbisite toleranslı genetiği değiştirilmiş ürünlerin, bu ürün kayıplarını azaltmaya yardımcı olması beklenmektedir.
Bugüne kadar yapılan üretimde, GDO’lu mısırın verimi yüzde 25 civarında arttığı ve tehlikeli gıda kirletici maddelerini önemli ölçüde azaldığı tespit edilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre GDO’lu mısır çeşitleri, GDO’lu olmayan mısıra göre ürün verimini yüzde 25’e kadar arttırmıştır. GDO’lu mısır, daha düşük mikotoksin (yüzde 29), fumonisin (yüzde 31) ve tricotecens (yüzde 37) oranlarına sahiptir. Bunların hepsi ekonomik kayıplara neden olan kimyasallardır ve insan ve hayvan sağlığına zarar vermektedir.
En aza indirilmiş ürün kayıpları, daha fazla verim elde edilmesine yardımcı olmakta ve genetiği değiştirilmiş ürünler, mevcut tarım arazilerinin daha fazla büyümesine izin vermektedir.
2018 yılı için yapılan hesaplamalara göre, GDO’lar olmasaydı, mevcut üretim seviyesini korumak için 60 milyon dönüm ilave ürün ekilmesi gerekecekti. Başka bir ifade ile, genetiği değiştirilmiş tohumlar kullanılmasaydı, 30 milyon dönüm daha soya fasulyesi, 20 milyon dönüm mısır, 8 milyon dönüm pamuk ve 2 milyon dönüm kanola ekilmesi gerekecekti.