GDO’ların yayılması ile ilgili en yaygın endişelerden biri, insan tüketimi için güvenli olup olmadıklarıdır. Ne yazık ki özellikle çocukların en fazla tükettikleri gıdaların çoğu GDO içermektedir.

Tahıllar, atıştırmalıklar, kurabiyeler, krakerler ve işlenmiş etlerin neredeyse tamamı, büyük miktarlarda yüksek riskli gıda bileşenleri içermektedir.

Bilim adamları arasında birçok kişi GDO’lu gıdaların toksik olmadığını ve güvenli olduğunu iddia etmektedir. Ancak önemli sayıda bilim adamı ise alarm vermektedir. Bu bilim adamları, bu tür gıdaların, genetik mühendislerinin tanımlayacak kadar bilmediği riskler taşıdığını söylemektedir. Aslında, GDO’lar hakkında hala bilinmeyen çok şey bulunmaktadır ve birçok bilim adamı, genetik olarak tasarlanmış organizmaların, hem insan sağlığını hem de çevreyi olumsuz etkileyebileceğini açıklamaktadır.

Özel tasarlanmış organizmalar, sahip oldukları yeni gen kombinasyonları yüzünden zararlı görülmektedir. Bu yeni yaşam formlarının gelecekte nasıl davranacağı, bugünden kesin olarak bilinmemektedir. Başka bir ifade ile GDO’ların uzun vadeli etkileri endişe yaratmaya devam etmektedir.

Kuruluşumuz tarafından yürütülen NON GMO etiketleme programının başlıca ilkeleri şunlardır:

• Tür çeşitliliğinin ve ekosistemlerin korunmasını teşvik etmek
• Yenilenebilir kaynakların etkili yönetimini teşvik etmek ve gelecek nesillere ulaşmasını sağlamak

İnsanlar sağlıklarına, daha bilinçli olarak önem vermektedir. Kuruluşumuz bu düşüncede olan insanların yanında olmak ve onların ihtiyaç duyacağı gıda maddelerini seçmelerine yardımcı olmak amacı ile sorumluluk duygusu ile hareket etmekte ve üretici firmaların bu yöndeki çabalarını kanıtlamalarına destek olmaya çalışmaktadır. Bu çerçevede üretici firmalara NON GMO belgelendirme hizmetleri sunulmaktadır.