NON GMO ve GDO'suz Ürünler


Genetiği değiştirilmiş organizma ifadesi, genetik materyali (yani DNA’sı), transfer dahil olmak üzere bir takım spesifik modifikasyon yöntemleri ile değiştirilmiş bir bitki, hayvan veya mikroorganizmayı ifade etmektedir.

NON GMO

Bilim adamları bu süreci genelde genetik mühendisliği olarak adlandırmaktadır. Bu yöndeki ilk çalışmalar 1990’lı yıllarda başlamıştır ve o günden sonra GDO’lu gıdaların etkileri hep takip edilmiştir ve GDO’lu bir gıdanın tüketilmesinin, insan sağlığı için tehlikeli olduğuna dair hiçbir kanıt bulunmamıştır.

Ancak tanıtılan spesifik yeni genle ilişkili riskler olma ihtimaline karşılık, tanıtılan yeni bir özelliğe sahip her ürün, yakından incelemeye tabi tutulmaktadır. Genetik değiştirme teknolojisi kullanılarak üretilen herhangi bir gıdanın tüketicilere sunulmasından önce, birçok ayrıntılı testlerden geçirilmektedir. Hayvan besleme deneylerinden elde edilen sonuçlar da dahil olmak üzere bu testlerin sonuçları, titizlikle değerlendirmektedir ve güvenli oldukları takdirde tüketicilere sunulmasına izin verilmektedir.

Bugün insanlar genetiği değiştirilmiş organizma (GDO) içeren ürünlerin hem insan sağlığı hem de yerküre üzerindeki etkilerini merak etmektedir.

Çiftçilerin genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO) içeren ürünler üretmesinin belli nedenleri bulunmaktadır. Bugün yetiştirilen GDO’lu ürünlerin çoğu, çiftçilerin ürün kaybını önlemek için geliştirilmiştir. GDO’lu ürünlerde bulunan en yaygın üç özellik şunlardır: böcek hasarına karşı direnç, herbisitlere tolerans ve bitki virüslerine karşı direnç.

Böcek hasarına dayanıklı genetiği değiştirilmiş organizmalar içeren ürünlerin korunması için, çiftçiler daha az pestisit kullanmaktadır. Pestisitler, zararlıları kontrol etmek için kullanılan maddelerdir. Herbisitlere toleranslı GDO’lu ürünler, çiftçilerin, ürüne zarar vermeden yabani otları kontrol etmesine yardımcı olmaktadır. Çiftçiler herbisite toleranslı ürünler yetişrdikleri zaman, normalde yabani otlardan kurtulmak için yaptıkları toprağı işlemeye ihtiyaç duymamaktadır. Bu toprak işlemesiz ekim, toprak sağlığının korunmasına ve yakıt ve iş gücü kullanımının azaltılmasına yardımcı olmaktadır. Birlikte ele alındığında, çalışmalar olumlu ekonomik ve çevresel etkiler göstermektedir.

En yaygın GDO’lu ürünler, çiftçilerin ihtiyaçlarını karşılamak için geliştirilmiştir, ancak diğer yandan bu gıdalara tüketiciler artık daha kolay erişmektedir ve fiyatı daha uygun olmaktadır.

Bazı GDO’lu ürünler ise, tüketicilere faydalı olmaları için özel olarak geliştirilmektedir. Örneğin, daha sağlıklı bir yağ elde etmek için, GDO’lu bir soya türü ticari olarak yetiştirilmektedir. Kesildiğinde kızarmayan GDO’lu elmalar da buna bir örnektir. Bu şekilde gıda israfı da azaltılmış olmaktadır. Bilim adamları, tüketicilere fayda sağlayacak başka GDO’lu ürünler geliştirmeye devam etmektedir.

GDO’lar aynı zamanda çiftçilerin yaşamlarını da etkilemektedir. Örneğin böceklere dirençli olarak geliştirilen GDO’lu bir patlıcan sayesinde çiftçiler daha fazla kazanmakta, ancak daha önemlisi pestisitlere daha az maruz kalmaktadır. Keza uzmanlar, böceklere dayanıklı börülce, virüse dirençli manyok ve yanıklığa dayanıklı patates gibi çeşitli temel ürünler üzerinde çalışmaktadır.

İnsanlar sağlıklarına, daha bilinçli olarak önem vermektedir. Kuruluşumuz bu düşüncede olan insanların yanında olmak ve onların ihtiyaç duyacağı gıda maddelerini seçmelerine yardımcı olmak amacı ile sorumluluk duygusu ile hareket etmekte ve üretici firmaların bu yöndeki çabalarını kanıtlamalarına destek olmaya çalışmaktadır.