Neden NON GMO?

İnsanlar temiz ve sağlıklı yiyecekler konusunda çoğu zaman endişe duymaktadır. İşletmeler artık sadece kaliteli organik malzemeleri kullanmak ve sürdürülebilir tarım yöntemlerini kullanan bitki esaslı çiftçiler ve üreticilerle özel olarak çalışmak konusunda titiz davranmaktadır.

Neden NON GMO?

Bu kapsamda olmak üzere genetiği değiştirilmiş gıda maddelerinden uzak durulmaktadır. Organik sertifikalar, özellikle genetiği değiştirilmiş organizmaların yiyeceklere dahil edilmesine karşıdır ve işletmeler için GDO’lardan kaçınmak hala çok önemlidir.

Bir gıda maddesinin GDO’suz olarak etiketlenmesi için içeriğinde en fazla yüzde 1 oranında genetiği değiştirilmiş bileşen içermesi gerekmektedir. Bu bakımdan GDO’suz olarak etiketlenmemiş gıda, yasal olarak GDO içermeyen kabul edilmemektedir.

Genetiği değiştirilmiş organizmalar, üretim aşamalarında istenen özellikleri bitkilere kazandırmak için genetiği ile oynanan ürünlerdir. Birçok ülkede NON GMO veya GMO FREE ya da GMO Label olarak etiketlenmeyen gıda ürünleri, biyoteknoloji yntemleri ile geliştirilmiş ürünler olarak tanımlamaktadır.

Biyoteknoloji, laboratuvar koşullarında, doğada bulunan arzu edilen bir özelliğin, bir bitkiden diğerine aktarılması çalışmasıdır. Ayrıca bir bitkinin DNA’sındaki mevcut bir özellik de, bu yöntemlerle değiştirilmektedir. GDO’lu ürünler, biyoteknoloji yöntemleri kullanılarak üretilen ürünler olarak tanımlamaktadır.

GDO’lu ürünler ilk ortaya çıktığında, daha iyi beslenme ve daha yüksek ürün verimi amaçlanıyordu. Ancak zaman içinde gen ekleme ve biyoteknolojik yöntemler, ürünler üzerinde neredeyse tam tersi bir etki yaratmaya başlamıştır.

Günümüzde bilimsel kanıtlar, GDO’lu tohumların vaadedildiği gibi dünyadaki açlığı azaltmaya, beslenmeyi iyileştirmeye ve daha yüksek verim elde etmeye çare olmadıklarını ortaya koymaktadır. Buna rağmen GDO’lu ürünler tüm dünyada gıda zincirlerine hakimdir. Dünya genelinde yetiştirilen tüm genetiği değiştirilmiş ürünlerin yüzde 80’inden fazlası, herbisit toleransı için tasarlanmıştır. Sonuç olarak, toksik herbisitlerin kullanımı, GDO’ların piyasaya sürülmesinden bu yana sürekli artmaktadır.

GDO’lu ürünler ayrıca, giderek artan toksik zehirlerle öldürülebilen süper ot ve süper böceklerin ortaya çıkmasına da neden olmaktadır. Bu organizmalar da zamanla mutasyona uğramaktadır. GDO’lar, Dünya Sağlık Örgütü’nün kansere neden olan madde olarak kabul ettiği herbisit glifosat bileşiğine doğası gereği bağlıdır. Görünen o ki genetiği değiştirilmiş ürünler, büyük kimya şirketlerine ve bunların tarımsal uzantılarına fayda sağlamakta, buna karşılık herbisite dayanıklı tohumlar olmadan hasat yapmak için çalışan küçük çiftçileri zor durumda bırakmaktadır. Diğer taraftan GDO’lu gıda maddelerinin tarıma girmesinin uzun vadeli etkileri daha tam olarak saptanmış değildir.

Bütün bu nedenlerle insanlar seçtikleri ürünlerde NON GMO veya GMO FREE etiketi aramaktadır. Bu hem kendi sağlıklarını korumak hem de doğanın başlangıçtaki yasalarına karşı gelmemek bakımından önemlidir.

İnsanlar sağlıklarına, daha bilinçli olarak önem vermektedir. Kuruluşumuz bu düşüncede olan insanların yanında olmak ve onların ihtiyaç duyacağı gıda maddelerini seçmelerine yardımcı olmak amacı ile sorumluluk duygusu ile hareket etmekte ve üretici firmaların bu yöndeki çabalarını kanıtlamalarına destek olmaya çalışmaktadır.