Dünya nüfusunun, 2050 yılında10 milyara ulaşması beklenmektedir. Bu durumda gıda, su ve toprağa olan talep daha fazla artacaktır. Yapılan hesaplamalara göre dünyanın gıda üretimini en az yüzde 70 oranında arttırması gerekmektedir. Bu yüzden genitiği değiştirilmiş organizma teknolojisi, bu talepleri karşılamaya yardımcı olacak belki de tek imkan gibi görünmektedir.

Yapılan çalışmalar, biyoteknolojinin daha az su, toprak, enerji ve böcek ilacı kullanarak daha güçlü, daha sağlıklı ve daha fazla üretim yapılmasını sağlamaya yöneliktir. Örneğin bilim adamları, bir genin arpadan buğdaya aktarılması ile, geleneksel buğdayın sekizde biri kadar sulanması gerektiğini bulmuşlardır. Bu sayede yeni buğday türü az yağış gerektiren bir bitki olacaktır. Ayrıca genetiği değiştirilmiş ürünlerin daha az toprak işleme yoluyla emisyonları düşüreceği belirlenmiştir. Bu sayede karbondioksit emisyonları ciddi boyutlarda düşürülmüştür.

Diğer yandan domateslerin daha fazla su tutmalarını ve daha az sulama gerektirmelerini sağlayacak yeni bir genetik kod eklemenin yolları araştırılmaktadır. Bugün tarımsal faaliyetler, küresel tatlı su kullanımının yaklaşık yüzde 70’ini oluşturmaktadır ve bunun gibi bilimsel gelişmeler umut verici görülmektedir.

İlk genetiği değiştirilmiş ürünlerin tüketicilere sunulmasından bugüne, bu teknolojinin pestisit kullanımını yüzde 37 oranında azalttığı, ürün verimini yüzde 22 oranında arttırdığı ve çiftçi gelirini yüzde 68 oranında arttırdığı hesaplanmıştır.

GDO’lu gıda üretiminin beslenme yetersizliğinde ve hastalıkların iyileştirilmesinde kritik bir rol oynaması beklenmektedir.

Genetiği değiştirilmiş organizmaların (GDO’lu ürünlerin) kullanımı dünyanın birçok ülkesinde yasal düzenlenmeler tabidir. Bu düzenlemeler, gıda ve yem ürünlerinde genetiği değiştirilmiş bileşenlerin tespitini ve yeterli uygulama önlemlerinin alınmasını gerektirmektedir. Genetiği değiştirilmiş organizma çeşitliliği dikkate alıırsa, bunların tespiti, çeşitli yöntem türlerinin kombinasyonunu ve doğrulanmasını gerektiren karmaşık ve çok aşamalı bir süreç olmaktadır. Farklı analitik adımlar ve ayrı ayrı doğrulanması gerekli bağımsız süreçler uygulanmaktadır. Bu açıdan laboratuvar testlerinin kalite güvencesi önemli olmaktadır.

Kuruluşumuz sağlıklarına bilinçli olarak önem veren insanların yanında olmak ve onların ihtiyaç duyacağı gıda maddelerini seçmelerine yardımcı olmak amacı ile sorumluluk duygusu ile hareket etmekte ve üretici firmaların bu yöndeki çabalarını kanıtlamalarına destek olmaya çalışmaktadır.