İnsanlar bin yıldan fazla bir süredir kakao çekirdeğinin yeri doldurulamaz tadını çıkarmışlardır. Ancak günümüzde, iklim değişikliği ve bitki hastalıkları yüzünden çikolatanın geleceği tehlikededir. Kakao üretimi gideek düşmektedir. Bugün sürdürülen biyoteknolojik çalışmalar ile, kakao ağaçlarının korunmasına yönelik genetik çalışmalar yapılmaktadır.

Kakao üretimi düşmesine rağmen çikolata tüketimi artmaktadır. Batı Avrupa ülkeleri en büyük çikolata tüketen ülkeler arasındadır. Çin’de fazla tüketim olmamasına rağmen ikramın popülaritesi artmaktadır. Diğer yandan bitter çikolataya olan talep artmaktadır. Oysa bir sütlü çikolata yaklaşık yüzde 10 kakao içerirken, bitter çikolata yaklaşık yüzde 70 kakao içermektedir.

Ancak çikolata açığının suçu tamamen talep artmasına bağlı değildir. Dünyada kakaonun yüzde 70’inden fazlası Batı Afrika’da üretilmektedir ve bu bölgedeki kurak hava üretimi ciddi şekilde düşürmüştür. Bu kuraklığın nedeni ise yaşanan iklim değişikliğidir. Tahminlere göre kuraklık yakın gelecekte daha da artacak. Bu durum üretimi önemli ölçüde etkilemektedir.

Diğer yandan kötü havanın yanı sıra bir bitki mantarı türü, küresel kakao üretimini büyük oranda düşürmektedir. Bir başka mantar türü de dünyanın en büyük ikinci kakao ihracatçısı olan Brezilya’yı etkilemektedir.

Bilim adamları, genetiği değiştirilmiş kakao bitkisinin bu olumsuz gidişi önleyeceğine inanmaktadır. Modern genetik mühendisliği, kakaonun genetik temelini bozmadan bitkiyi mantara dirençli hale getiren yararlı bir gen ilave etmenin yollarını aramaktadır. Bilim adamları aynı zamanda yeni bir kakao türü tasarlamaya çalışmaktadır. Bu yeni tür bitki, sadece mantara karşı dirençli olmakla kalmamakta, aynı zamanda üretimi yedi katından fazlaya çıkarmaktadır. Ancak kakao üreticileri, bu çalışmaların kakao aromasını olumsuz etkilemesinden endişe etmektedir. Günümüzde tüketiciler, çikolataya benzer şekilde GDO içeren şekerleme, tatlı ve tatlandırıcıları tüketmekten sağlık endişeleri ile kaçınmaktadır.

Kuruluşumuz sağlıklarına bilinçli olarak önem veren insanların yanında olmak ve onların ihtiyaç duyacağı gıda maddelerini seçmelerine yardımcı olmak amacı ile sorumluluk duygusu ile hareket etmekte ve üretici firmaların bu yöndeki çabalarını kanıtlamalarına destek olmaya çalışmaktadır. Bu kapsamda olmak üzere sertifikasyon çalışmaları arasında şekerleme, çikolata, tatlı ve tatlandırıcılar için NON GMO belgesi verilmektedir.